Þu anda, güncel olarak ülkemizin çok önemli iki sorunu var. Birisi kapkaççýlýk ve hýrsýzlýk olaylarý, diðeri de iþsizlik. Bu iki sorunun birbiriyle büyük ölçüde baðlantýlarý var. Direkt olmasa bile dolaylý olarak ikincisi birincisini tetikliyor. Geçen günkü yazýmda da ifade etmiþtim: aç it fýrýn yýkar diye. Yaþananlara bakýlýnca, atalarýmýzýn kazandýklarý deneyimlerle ne kadar isabetli ve büyük laflar etmiþ olduklarý anlaþýlýyor. Doðrusu, bunlara hayran kalmamak mümkün deðil.
Ülkemizde, iþsiz sayýsýnýn 7 000 000 u bulduðu söylentileri yaygýnlaþtý. Son günlerde bu rakam resmi aðýzlarca da söylenmeye baþladý. Bir baþka deyimle ülke nüfusunun onda biri iþsiz. Bu korkunç bir tablo. Bereket versin ki; toplumumuzda, özellikle kýrsal kesimde ve birazcýk da köylerinden tümüyle kopmadan büyük þehirlerin kenar semtlerine yerleþenlerde, aile baðlarý tümüyle kopmadý ve aile içi yardýmlaþmalar sürdürülüyor. Eðer böyle olmasa, tatsýzlýk yaratan olaylarýn daha büyük boyutlara ulaþmasý ve olumsuzluklarýn daha da artmasý söz konusu olacaktýr. Ýþte o zaman, ayýkla pirincin taþýný.
Baþta iþsizlik sorunu ve geleneksel aile yapýsýndaki yozlaþmalar olmak üzere, daha önce bu sütunlarda açýklamaya çalýþtýðýmýz nedenlerle hýrsýzlýk ve kapkaççýlýk olaylarý çýð gibi büyüyor. Þu anda, bu olaylarý önlemenin yollarý da bulunamamýþ görünüyor. Alýnmasý gereken önlemlerin çoðu, þimdi uygulamaya baþlansa bile ancak uzun vadede gerçekleþebilir. Kýsa vade için alýnan önlemler ise henüz gündeme getirilemedi. Belki bir dizi yeni önlemlerin alýnmasý ve bunun için de yeni yasal düzenlemeler yapýlmasý gerekecek. Ancak, siyasal iktidar en çok AB uyum yasalarýný çýkarmakla meþgul. Bir de, bir türlü bitip tükenmeyen yurt dýþý gezileriyle. Büyüklerimiz, Anadolu deyimiyle Avrupa’yý “Çarþý yolu” yaptýlar. Önü arkasý kesilmeyen ziyaretler birbirini izliyor. Yabancý gazetelerde, bizi Avrupa önünde dilenci gibi gösteren karikatürleri, hakkýmýzdaki bizi küçük düþüren yazýlarý dikkate alan bile yok. Her geçen gün biraz daha piþkinleþiyoruz.
Ben, sadece eleþtiren ve kuru laflar eden bir yapýda deðilim. Eleþtirdiðim konularla ilgili çözüm yollarý üretmeye ve öneride bulunmaya da çalýþýrým. Bugün ele aldýðým iki konuyla ilgili ortak bir çözüm önerim var. Eskiden var olan “Mahalle Bekçisi” sistemini yeniden getirmek. Son günlerde, bu konu üzerinde olumlu/olumsuz laf edenler oldu. Ama, yakýn çevremdekiler benim bu konuyu yýllardýr gündeme getirmeye çalýþtýðýmý bilirler. Milyonlarca lise mezunumuz boþ geziyor. Onlarý, 5-6 aylýk bir eðitime tabi tuttuktan sonra, sýrtlarýna bir bekçi elbisesi giydirip, ellerine de bir düdük vermek, pek de zor olmasa gerek. Böylece, en azýndan birkaç milyon gencimize iþ verilmiþ olur. Sokaklara da bir güvence gelir.
Geçmiþte örneði görüldüðü üzere, bekçinin çaldýðý bir düdük devletin sesini yansýtýr. Ýt ve uðursuzlar için caydýrýcý olurken, vatandaþa da bir güven verir. Üstelik bunun finansmaný, eðitime katký payý örneði, “Güvenlik katký payý” adý altýnda vatandaþlardan saðlanýr. Zaten, vatandaþ, bu çeþit vergiler için bayaðý alýþkanlýk kazandý. Arada bir hýk mýk edenler olsa da, artýk kimsenin sesi soluðu çýkmýyor. Üstelik, kendi güvenliðinin saðlanmasý için alýnacak bu tür önlemlere çoktan hazýr. Kiminle konuþsam, bu önerime sýcak bakýyor. Hiç karþý çýkan olmuyor desem yeri var. Böyle bir uygulama, kýsa dönem önlemleri arasýnda düþünülebilir. Hem de böylece bir taþla iki kuþ vurulmuþ olur. Yalnýz, böyle bir sistemin getirilmesi halinde, bunun yozlaþmasýný önleyecek önlemlerin de birlikte alýnmasý gerekir. Aksi halde, sorunlar daha da baþa çýkýlamaz bir hal alýr. Köy korucularý ile ilgili olarak yaþanan olumsuzluklar unutulmamalýdýr. Bu önerimin gerçekleþtirilmesinin çok kolay olmadýðýnýn bilincindeyim. Ancak, koskoca Türkiye Cumhuriyeti, böyle bir sistemi kurabilecek ve bundan doðacak yolsuzluklarý da önleyebilecek güçtedir. Un, þeker ve su hazýr; yeter ki helvayý yapabilecekler olsun.
4 Nisan 2005 Konyaaltý Gazetesi – Antalya