Bir ülkede yaþayan ve vatandaþlýk unvaný taþýyan her insanýn yasalarýn kendisine tanýdýðý haklarý vardýr. Bu haklarýn karþýsýnda da sorumluluklarý. Bu hak ve sorumluluklar, yasalarca çizilmiþ ve sýnýrlandýrýlmýþ olmakla beraber, en az yasalar kadar önemli olan bir yaný da; kiþilerin, ilke bazýndaki tutum ve davranýþlarýna, bizzat kendi kendilerinin getirdikleri kýsýtlamalardýr. Ýþte, “vicdan yargýsý” denilen þey budur. Ýnsanlarýn ölçülü olmalarýný saðlar. Vicdan sahibi olan bireyler, akýllarýna estiði gibi hareket edemez, konuþamaz ve yazamazlar. Ýçinde yaþadýklarý toplumun moral deðerlerini dikkate almak zorundadýrlar. Özellikle ulusal konularda daha da dikkatli olmalarý gerekir. Deðeri, ifade edilemeyecek kadar büyük olan “vatan sevgisi”nin korunmasýna özen gösterilmesi ve onu incitici þeylerden kaçýnýlmasý gerekir.
Bu konuda, yazarlarýn sorumluluklarý diðer vatandaþlardan daha da büyüktür. Zira yazarlar, kitap ve makaleleriyle toplumu etkileyen ve hatta yönlendiren kiþilerdir. Bu yönlendirme olumlu olduðu takdirde baþarýya ulaþýlmýþ olur. Bunu yapabilmek için çýkarcýlýk duygusuyla hareket edilmemesi gerekir. Aksi halde; kalemler satýlýk veya kiralýk hale gelirler. Son zamanlarda, bazý ünlü yazarlarýn, daha da ünlenmek için ulusal deðerlerimizi hiç kaale almadan kitap, makale ve romanlar yazdýklarý gözleniyor. Kulaktan dolma, yarým yamalak bilgilerle ileri sürdükleri konular sadece düþmanlarýmýzýn ekmeðine yað sürüyor. Dýþ þer odaklarýnýn, ulusal birlik ve bütünlüðümüzü bozma ve yýkabilme çabasý içinde açtýklarý soykýrým kampanyalarýna bizim içimizden ýþýk tutulmasý akýl alacak þey deðildir. Bu yazarlar, eðer tarih yazarlýðýna merak sarmýþ iseler, önce tarihi gerçekleri okuyup öðrensinler. Bu konularda yeterli bilgilere ulaþmadan, bir ulusun, ulusal deðerlerine çamur atmaya hiçbir þekilde haklarý yoktur. Zira, bu iþ, belden aþaðý seks romanlarý yazmaya veya sahip olduklarý ideolojik akýmlarý kendilerine sermaye yapmaya benzemez. Nitekim, birkaç yaðdanlýkçý dýþýnda halktan büyük tepki aldýlar. Dilerim, bu tepkiler kendilerine bir uyarý olur. Bir daha bu tür kusur iþlemezler ve kendilerine çok þeylerini borçlu olduklarý halktan özür dilemesini de bilirler. Aksi halde “Hain” damgasýný üzerlerinde taþýmaktan kurtulamayacaklardýr.
Bizler de hem makale yazýyor, hem de kitaplar üretiyoruz. Amacýmýz, bilgi, deneyim ve toplum yararýna olan görüþlerimizi okurlarýmýzla paylaþmaktýr. Kendimize ters düþen konularda bile, karþýmýzdaki insanlarý incitmemeye, onlarýn demokratik haklarýný çiðnememeye, insan hak ve onuruna saygýlý olmaya çalýþýyoruz. Bu arada, ulusal deðerlerimiz ve geleneksel aile yapýmýzýn korunmasýna da çaba gösteriyoruz. Kavga etmek yerine dostça yaþamanýn, insanlar için büyük bir erdem olduðunu anlatmak istiyoruz. Tarihi düþmanlarýmýzdan bahsederken bile, yine de onlarý incitmemek için özen gösteriyoruz. Çünkü, insanlýðýn evrensel olduðuna inanýyoruz. Geçmiþte yaþanan kötü þeylerin sorumluluðunu, bugünkü kuþaklarýn omzuna yüklemenin anlamsýzlýðýnýn ve hiç kimseye bir fayda getirmeyeceðinin bilincindeyiz. Çünkü biz Atatürk’ün yolunda ve izindeyiz. “Yurtta sulh, cihanda sulh” söylemine yürekten inanmýþ insanlarýz.
Yazarlarýn ölçülü ve sorumluluklarýnýn bilincinde olmalarýný bir kere daha vurgulamak istiyorum.
Bir yazar aklýna gelen her þeyi ve içinde taþýdýðý duygularýn hepsini yazamaz. Ün kazanmak uðruna, çýkar uðruna, reyting saðlamak uðruna kitap ve roman yazmak toplumun kötü örneklenmesine ve sahip olunan moral deðerlerden uzaklaþmasýna neden olur. Bunlarý yazmasýný biz de biliriz. Zira, yaþadýðýmýz, gördüðümüz ve duyduðumuz çok þey var. Sahip olduðumuz hayal gücü de kimseninkinden aþaðý deðil. Ama, hem kendi kiþiliðimize hem de toplumumuza saygýlýyýz ve bazý deðerlerin korunmasýndan yanayýz.
15 Mart 2005 Konyaaltý Gazetesi – Antalya