Son günlerde; gerek Antalya gerekse ülke genelinde, saðlýk hizmetleri, hastaneler ve hekimlerle ilgili sorunlar ülke gündeminin baþýna oturdu. Her gün, basýnda, olumsuzluklarla dolu yeni haberler yer alýyor. Sanki, bu haberlerin açýða vurulmasý için 14 Mart Týp Haftasý beklenmiþ. Okuyunca insanýn aklý duruyor ve “Yeter Artýk !” diye haykýrmak istiyor. Sözüm ona, doktorlar bayramlarýný kutladýlar ya, onlarýn bu mutluluðunu fitil fitil burunlarýndan getirmek gerek. Tabii mutlu olabildilerse. Baloya gidip eðlenenlere bakmayýn; onlarýn bir kýsmý, maddi durumunu zorlayarak, hiç olmazsa senede bir gün olsun efkar daðýtmaya gidenler. Bir kýsmý da, bu tür etkinlikleri her gün yaþama olanaðýna sahip mutlu azýnlýk. Doktorlarýn çoðunluðunun yoksulluk sýnýrýnýn altýnda yaþadýðý artýk herkesçe bilinmelidir. Zaten, Tabip Odasý da, balo gibi parasal yaný olan etkinliklerinden bütün hekimleri haberdar etme gereksinimi bile duymuyor. Nitekim, bu yýl Scheraton Oteli’nde 14 Mart Týp Balosu yapýldýðýný, 16 Mart günü bir rastlantý sonucu öðrendim.
Bu yazýmýn asýl konusu, Týp Balosu veya Tabip Odasý’ný eleþtirmek falan deðil. Sýrasý geldi, hafiften dokundum. Yoksa bu konularda yazýlacak daha pek çok þeyler var. Biz onlarý kendi aramýzda konuþur çözümleriz. Bu yazýdaki amacým, þu anda ülkemde saðlýk alanýnda ve de özellikle hekimler hakkýndaki olumsuzluklarý ele almak. Bu konuyla ilgili gazete baþlýklarý insaný ürkütüyor. “Saðlýk Müdürü görevinden alýnacak yerine þu kiþi gelecek”, “Devlet Hastanesi Baþhekimi’nin yerine falanca doktorun atanmasý isteniyor”, “Baþhekim, ben görevimi eksiksiz yerine getirmeye çalýþýyorum dedi”, “Devlet Hastanesi Baþhekimi izne ayrýldý”, “SSK Hastanesi Baþhekimi deðiþtirilmek isteniyor”, “Bir atama için Saðlýk Bakaný, bir Milletvekilini azarladý”, “Milletvekili ile Ýl Baþkanýnýn aralarý açýk”, “Baþbakan ben doktorlara iðne yaptýrmam dedi”, “Baþbakan doktorlardan ve hemþirelerden özür diledi” ve daha bunlara benzer çarþaf çarþaf haberler.
Yýllardan beri, saðlýk hizmetleri ve hekimlerin siyasetten uzak tutulmasýný öneriyor ve bu konudaki düþüncelerimi, yetkililere, halkýmýza, hekimlerimize ve odamýza duyurmaya çalýþýyorum. Hekimlerle oynamayýn, onlarý rahat býrakýn ve onlara deðer verin diye haykýrýyorum. Ama, bugüne kadar sesimi kimselere duyuramadým. Bugüne kadar, bu meslek hiç bu kadar aþaðýlanmadý. Bu koþullarda yaþayan ve bu derece olumsuzlukla karþýlaþan hekimler huzurlu ve rahat olabilirler mi? Görevlerini vicdan huzuru içinde yapabilir, hastalarýna güler yüz gösterip, onlarý özenle muayene ve tedavi edebilirler mi? Herkesin çýkar peþinde koþtuðu bir ülkede, hekimler de çýkarcýlýða özenmezler mi? Moral deðerlerin yitirildiði ve yozlaþtýðý bir ortamda hekimler de yozlaþmaz mý?
Sayýn siyasetçilere buradan bir kere daha sesleniyorum. Hekimlerin yakasýndan elinizi çekiniz beyler ! Hekimle, hemþireyle ve diðer saðlýk personeliyle oynamayýn. Býrakýn onlar mesleki sorumluluklarý içinde görevlerini yapsýnlar. Onlarý siyasetin içine çekip kendinize benzetmeyin. Unutmayýn ki, hekimlik mesleði, siyasetten çok daha yücedir. Yeter artýk, hekimleri rahat býrakýn !
19 Mart 2004 Konyaaltý Gazetesi – Antalya