I. İnönü Savaşı’ndaki yenilgiyi bir türlü hazmedemeyen Yunanistan, savaştan sonra toplanan Londra Konferansı’nda uzlaşmaz bir tutum izlemiş ve müttefiklerini, giriþeceği yeni bir taarruzla Türk Ordusu’nu kesinlikle yeneceğine ve Türkler’e Sevr Antlaşmasını zorla imzalatacağına inandýrmýþtý.
Amaç, I. Ýnönü savaþýnda kaybedilen prestiji yeniden kazanmak, Eskiþehir – Kütahya – Afyon gibi stratejik bölgeleri ele geçirerek Yunan cephesini Ýzmir”den Ýzmit”e kadar kesintisiz demir yolu ile birleþtirmekti. Böylece, savaþtan yeni çýkmýþ olan Türk Ordusu daha kendisini toparlama fýrsatý bile bulamadan, büyük bir darbe daha yiyecek ve tümüyle yok edilecekti. Hedef, Anadolu’nun Yunanlýlar’ýn eline geçmesi ve TürklerÝn soykýrýma uðratýlarak haritadan silinmesiydi. Ayný etnik kökenden gelen Ýngiliz ve Fransýzlar da bu plana sýcak bakýyorlardý. Çünkü, onlarýn isteði de buydu.
Konferansa katýlacak Türk temsilcileri daha yoldayken, Yunan Ordusu 23 Mart 1921 de bütün cephelerde taarruza geçti. Silah gücü, neredeyse bizimkinin iki katý kadardý. 44 000 Yunan askerine karþý 24 000 Türk askeri vardý. Süvarilerimizin sayýsý ise onlarýnkinden biraz fazlaydý. Bu durum karþýsýnda; Batý Cephesi Komutaný Ýsmet Ýnönü, Eskiþehir’in kuzey batýsýna yýðýnak yapmýþ ve düþmaný yine Ýnönü mevzilerinde karþýlamayý kararlaþtýrmýþtý. Düþman, 27 Mart’tan itibaren taarruza baþladý. Dört gün boyunca kanlý savaþlar oldu. Türk Ordusu’nun baþarýlý savunmasý ve Türk süvarilerinin karþý taarruza geçerek üstünlük saðlamasý üzerine, düþmanlar geri çekilmek zorunda kaldýlar. Afyon’u iþgalden sonra Bolvadin’e kadar ilerlemiþ olan Yunan birlikleri yenilgiyi kabul ederek 1 Nisan tarihinde geri çekilmeye baþladý ve Afyon’un batýsýna kadar çekildi. Türk‘ün manevi gücünü hesaba katmayan Yunanlýlar, tarih boyunca unutamayacaklarý büyük bir ders aldýlar. Ama, yine de akýllarýný baþlarýna almadýlar. Yeniden saldýrýya geçecekler ve bu defa da derslerini Dumlupýnar’da Mustafa Kemal’den alacaklardýr.
Dört gün süren bu savaþlar sonunda Yunanlýlar zaferi yine ordumuza býrakarak kaçmýþlardý. Artýk, bu zaferle, Türk milletinin ters dönen talihi yenildi ve bütün yurtta kurtuluþ inancý arttý. Bu arada, Kütahya kesimindeki Çerkez Ethem kuvvetleri de püskürtüldü. Böylece, batý cephesinin ilk zaferi kazanýlmýþ oldu. Ýsmet Ýnönü sonucu çektiði bir tegrafla Mustafa Kemal Paþa’ya bildirdi. Bu baþarý üzerine, Miralay Ýsmet Bey”in rütbesi generalliðe yükseltildi. Mustafa Kemal Atatürk, gönderdiði þu telgrafla Ýsmet Paþa’yý kutladý: ”Bütün dünya tarihinde, sizin Ýnönü Meydan Savaþlarý”nda yüklendiðiniz görev kadar aðýr bir görev yüklenmiþ komutanlar pek azdýr. Ulusumuzun baðýmsýzlýðý ve varlýðý, çok üstün yönetiminiz altýnda þerefle görevlerini yapan komutan ve silah arkadaþlarýnýzýn duyarlýlýðýna ve yurtseverliðine dayanýr. Siz orada yalnýz düþmaný deðil, ulusun makus talihini (ters alýn yazýsýný) de yendiniz…”
Ancak, Yunan kuvvetleri kaçarken yollarý üzerindeki köy ve kasabalarý yakýp yýktýlar. Savunmasýz kadýn ve çocuklarý öldürdüler. Kadýnlarýn ve genç kýzlarýn ýrzlarýna geçtiler. Ýnsanlýk duygusundan yoksun Yunan askerleri, kadýnlarýmýzýn karnýndaki çocuklarýn kýz veya erkek oluþlarý üzerine bahis tutarak kumar oynadýlar. Sonra da karýnlarý süngüyle yarýp çocuklarý çýkardýlar. Bu durum karþýsýnda, Ankara, savaþýn baþ sorumlusu Ýngiltere’ye sert bir nota vererek olanlarý kýnadý..
Dünyanýn hiçbir yerinde ve tarihin hiçbir döneminde görülmemiþ olan bu vahþeti yapanlar, þimdi, insan hak ve özgürlükleriinin savunucusu kesilen Avrupa Birliði’nin baþ kösesinde oturuyorlar. Tarihi gerçekleri görmeyerek, soykýrým yaptýðýmýz iddiasýyla bizi köþeye sýkýþtýrmak isteyenler, ellerinden gelse ayný iðrençlikleri bize yeniden yaþatacaklar. Savaþýn yarattýðý yýkýntý içinde bile, Ýngiltere’ye verdiði aðýr notayla sesini bütün dünyaya duyuran Ankara, ne yazýk ki suskun. Avrupa Birliði uðruna Ya Rab nelere katlanýyoruz !.
Ýnönü Savaþlarý, bizler için büyük bir ulusal deðerdir. Elli yýl önceleri, 1 Nisan günleri, kazanýlan bu zaferlerin Kahramaný Ýsmet Ýnönü’yü ziyaret ederdik. Yaptýðýmýz bu ziyaretlerle ilgili çok güzel anýlarým var. Bunlarý, önümüzdeki günlerde deðerli okurlarýmla paylaþmak istiyorum. Saygýlarýmla.
1 Nisan 2005 Konyaaltý Gazetesi – Antalya