**Çanakkale Zaferi’nin Farkına Varelım!**
Geçmişimiz ve tarihimiz ile ilgili hiçbir zaferi, olayı ve destanı neredeyse bilmiyor, bilmemekle yetinmiyor; araştırmıyoruz da. Sizce de silkelenip kendimize gelme zamanı değil mi? Bence bu aylar özellikle tam zamanıdır. Sanırım ben silkelenmeye ya da uyanmaya başladım. Kendime hatırlattım, öğrenmem ve araştırmam gerekeni; Çanakkale’yi. 1915’te 14 ay boyunca denizde ve karada devam eden ve sonucu destanlaşan zafer ile biten Çanakkale. Dile kolay ama içinde ne haberler var. Tanıyor muyuz? Anzaklı Ömer’i, Seyyid Onbaşı’yı, Cevat Paşa’yı ve destanlaşan o isimsiz kahramanlarımızı? Tanımak ilginç olurdu gerçekten. Onlar da gençti bizim gibi. Onların da hayali, ideali, ailesi, evi, yurdu vardı hepimizinki gibi. Ama onların tek derdi vatandı. Onların kaygı ve düşüncesi yeni nesiller, bizlerdi. Bizden sonraki nesil esaret altına kalmasın idi. Şairin dediği gibi; bizden sonraki nesil bizleri anarken başları öne eğilmesin düşünceleri idi. Rahmanın yardımı ve Efendimiz’in komutanlığı altındaki şehitlerimizin tarihe sığmayan destanını bizler bir saatlik geçici bir çizgi filme sığdırmaya çalışıyoruz bugün. Ama Sevgililer Günü için aylar öncesinden ne hediye alacağımızı düşünmeye başlıyoruz. Ama biliyorum ki halen savaşanlar var. Biliyorum ki bizler, güzel yurdumun herhangi bir ilinde tüm bunları en ince ayrıntısına kadar düşünüyor ve unutulmaması için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Öyleyse bir buluşma çağrısı olsun sesimiz. Destanlaşan Çanakkale Zaferimiz bizimle, gençlikle tekrar hissedilsin ve yankılansın en ücra köylerde. Ne dersiniz? Bugün ülkemizde eğer savaş çıkacak olursa, yeterince teknolojik savaş makinelerine sahip değiliz deniliyor. Ama bilmiyorlar ki biz de, atalarımızın kalbimizin ücra köşesine, ruhumuzun derinliklerine, tohumu toprağa hediye eder gibi armağan ettikleri “Çanakkale Zaferi” var.
Zuhal Sarı-Açıköğretim Lisesi-İstanbul
18 Mart 2007