Dr. Sadık Özen,
Önce Belçika, ardından Polonya ve Yunanistan, Ermeni soykırımı yaptınız diyerek bizleri kınamaya devam ediyorlar. Daha sonra bunları başkalarının da izleyeceği kesin. Bunların hepsi, bizim girmeye çalıştığımız Avrupa Birliği’nin üyeleri. Bir taraftan bize dostluk eli uzatmaya çalıştıklarını ifade ederken, bir taraftan kuyumuzu kazmaya ve bizi yılan gibi sokmaya çalışıyorlar. Bunların hepsi yalancı ve sahtekar.
Bugün, demokrasinin ve insan haklarının savunuculuğunu yapanlar, dönüp kuyruklarının altına baksınlar. Bizi, Viyana önlerine kadar geldiniz diye suçlarken, önce kendilerinin; taa Afrika’da, uzak doğuda, orta doğuda, Avustralya’da ne işlerinin olduğunu ve oralara kadar niçin gittiklerini açıklasınlar. Burada yaşayan insanları nasıl sömürdüklerinin hesabını versinler.
Terörist çöplüğü ülkelerinin, bir taraftan teröre karşıyız derken, diğer taraftan teröristlere niçin kucak açtıklarını, onları niçin beslediklerini, onları niçin maaşa bağladıklarını açıklasınlar. Demokrasi havarisi kesilen Belçika Hükümeti, Ömer Sabancı’yı öldüren terörist katil Fehriye Erdal’ı, Türkiye’de idam cezası kalktığı halde, ülkemize niçin iade etmediğini ve niçin onu hala korumaya çalıştığını yanıtlasın.
Dom Kilisesi’nin bahçesindeki kanepelerde oturan ayrılıkçı miskinlere Belçika Hükümeti’nin niçin maaş bağladığını, bu zibidilerin Türkiye aleyhinde bulunmaktan başka ne gibi faziletlerinin olduğunu izah edilsin.
Soruyoruz: Avrupa’nın ortasında tam kırk yıl savaşarak birbirlerini boğazlayan biz miydik kendileri mi? Haçlı savaşlarını başlatarak Türk ve Müslümanları yeryüzünden kaldırmak isteyenler, Anadolu’nun içlerine kadar sızarak, Ermenileri bize karşı kışkırtanlar kimlerdi? Birinci Dünya Savaşı’nda, Türkiye’ye, Ermeni soykırımını önlemek için mi gelmişlerdi, yoksa Türklere soykırım yapmak için mi? 18 Mart 1915’te Çanakkale’ye piknik yapmaya mı gelmişlerdi? İstanbul’a, İzmir’e, Adana, Urfa, Gaziantep ve Maraş’a, Antalya ve Denizli’ye çıkarma yapmaktaki amaçları neydi? Uşak, Kütahya, Afyon ve Polatlı’da ne işleri vardı?
Önce bunları açıklayıp hesabını versinler, sonra da karşımıza çıkıp konuşmaya hak kazansınlar. Bizim, ortaklık kurmaya çalıştığımız Avrupa Devletlerinden biri, işte bu insani duygulardan nasibini almamış Belçika Devleti’dir. Ve bizimle en az ilişkisi içinde olanıdır. Orada yaşayan yurttaşlarımız dışında bunlarla hiçbir bağlantımız yok. Buna rağmen bize karşı bu derecede kindar ve düşmanlar. Diğerleri bunlardan da beter.
Milyonlarca Yahudiyi gaz fırınlarına atıp yakanlar şimdi bizlerden soykırım hesabı sormaya kalkıyorlar. Çünkü bunların utanma duyguları yok. Bunlar bizi Avrupa Birliği’ne alacaklar ha! Ve biz de bu birliğe gireceğiz, öyle mi? Böyle düşünenlerin aklına turp sokmak lazım. Biraz akıllı ve mantıklı olalım. Biz ne kadar iyi niyetle hareket edersek edelim, ne kadar yurtta sulh cihanda sulh dersek diyelim, bunlar hiçbir zaman bizimle dost olamazlar. Çünkü, insanlık denilen duygudan tamamen yoksunlar.
Belçika Parlamento’sunda son alınan kararla, Türklerin, Ermenilere soykırım yaptıkları kabul edilmiş ve bunu kabul etmeyen Belçikalılara para cezası verilecek mi? Kraldan çok kralcılık diye işte buna denir. Doğrusu, densizliğin böylesi görülmemiştir.
26 Nisan 2005
Konyaaltı Gazetesi – Antalya