Bugünkü yazýmda, hýrsýzlýk ve kapkaççý olaylarýna neden olduðunu düþündüðüm bir baþka konuyu ele almak istiyorum. Yozlaþmanýn en önemli türlerinden biri hiç þüphesiz yaþanan yolsuzluklardýr. Hayali ihracattan tutun da, hortumlama, banka batýrma, yurt dýþýna döviz kaçýrma, rüþvet, ve irtikap gibi her türlü pis iþleri, bu baþlýk altýnda toplamak gerekir. Çünkü, bunlarýn hepsi ayný nedenden kaynaklanmaktadýr: “Köþe dönmece” ve “Benim memurum iþini bilir” felsefesi. Meclisteki dana derisi koltuk olayýndan, Neþter I, Neþter II, Neþter III operasyonlarýnda ortaya çýkan yolsuzluklara kadar nedenler hep ayný. Devletin üst kademelerinde bulunanlarla ilgili davalar ve Yüce Divan’daki yargýlamalar sýrasýnda; sanýklarýn itiraflarý ve tanýklarýn ifþaatlarýyla kim bilir daha bilmediðimiz neler ortaya çýkacak. Bütün bu sayýlanlarýn kaynaklarý ayný. Çýkarcýlýk ve ahlak zafiyetinin meydana getirdiði bu olumsuzluklarýn tümüne birden yozlaþma diyoruz. Konu biraz derinlemesine irdelendiðince toplum adýna korkunç bir gerçekle karþýlaþýlýyor. Sayýlan yolsuzluklara adý karýþanlarla, hýrsýz ve kapkaççýlýk yapanlar arasýnda büyük bir benzerlik var. Birileri iþini görünür þekilde ve açýktan yapýyor, diðerleri ise gizlice ve kitabýna uydurarak. Bu durumda, insanýn, kapkaççýlara neredeyse hoþgörüyle bakacaðý geliyor.
Atalarýmýz ne güzel söylemiþler, “Balýk baþtan kokar” diye. Adamlar neredeyse “Deveyi hamutu ile yutacaklar”. Þu adama bakýn yahu; iki yüzün üstünde dairesi, bir o kadar da dükkaný olduðu söyleniyor. Bu kadarýný ne yapacaðý doðrusu meraka deðer. Anlaþýlan böyleleri ellerinden gelse memleketin tapusunu da üzerlerine çýkarýrlar. Nitekim, vakti zamanýnda üzerlerine on binlerce dönüm arazinin tapusunu kestirenler de olmuþ. Ama inanýn, bu tür þeyler kimseye hayýr getirmiyor. Bunlarýn arasýndan, gün gelip ekmek parasýna muhtaç kalanlar oldu. Ne demiþler; “Tüyü bitmeyen yetimin hakký var.” Gün geliyor, yapýlanlarýn hesabý soruluyor.
Aranýzdan, bu yazýlanlarla kapkaççýlýk olaylarýnýn ne ilgisi var diyenler çýkabilir. Hem de sanýldýðýndan çok ilgisi var. Bakýn nasýl? Sayýlan bu pislikleri yapanlar ya sýradan görevliler, ya da önemli sayýlan mevkideler. Yani toplum nezdinde saygýnlýðý olmasý gereken kiþiler. Ya amir, ya da memur olarak çalýþtýklarý bir iþleri var. Devlet veya özel sektörden aldýklarý bir maaþlarý var. Bunlarý yeterli bulmuyor, daha çok kazanmak için yolsuzluk yapýyorlar. Ýster rüþvet ve irtikap, isterse büyüklü küçüklü diðer yolsuzluklar olsun, bunlarý yapan hortumcu, soyguncu ve vurguncular, iþ ve mesleklerini araç olarak kullanýyorlar. Düzenbazlýklarýný daha etkin kýlabilmek ve kolaylaþtýrmak için çeteler kuruyorlar. Etik deðerlerini yitirmiþ olan bu kiþilerin yaptýklarý þeyler de sokaktakilerin aynýdýr. Yani; hýrsýzlýk, kapkaççýlýk, soygunculuk, ve gasp.
Sonuç olarak, meclise dana derisi koltuk yaptýran siyasetçi ile hastasýný býçak parasý vermeye zorlayan doktor, müvekkilinden aldýðý ücretle yetinmeyerek bir de karþý taraftan ücret alan avukat, az demir ve çimento kullandýðý için yaptýðý binalar yýkýlan inþaatçý, ihale yolsuzluðuna adý karýþan üst düzey görevlisi, Neþter operasyonlarý ile foyalarý meydana çýkanlar ve bu tür yolsuzluklara karýþanlarýn hepsi de ayný dokunun insanlarý ve hepsi de ayný yapýdalar.
Gelelim hýrsýzlara ve kapkaççýlara: Aile terbiyesi görmemiþ, ailesinden kopmuþ, eðitim alamamýþ, bir meslek edinememiþ, çalýþacak bir iþ bulamamýþ, mekaný sokak olan, iþyeri sokak olan, çevresinde kendisi gibilerinin yaþadýðý bir ortamý paylaþan bu zavallýlar; hayali ihracat yapacak, banka batýracak, rüþvet alacak, irtikap yapacak, ihale yolsuzluðundan kendilerine çýkar saðlayacak deðiller ya. Onlarýn, yapabilecekleri þeyler ancak hýrsýzlýk ve kapkaççýlýk olur. Önceleri bu iþlere ufaktan baþlayanlar, sonunda banka soymak falan gibi büyük iþlere hevesleniyor, mesleki yeteneklerini artýrýyor, çeteler kuruyor, hatta kendilerine üst tabakadan ortaklar bile buluyorlar. Atalarýmýz “Aç it fýrýn yýkar demiþler”. Gereken önlemler alýnmaz, iþsizlik ortadan kaldýrýlmaz, gerekli din ve ahlak eðitimi verilmez, insanlar sorumluluk duygusu kazanamaz, utanma ve ar duygularý ortadan kalkarsa ve toplumun düzeni bugünkü gibi devam ederse, daha ok it çok fýrýn yýkar.
Yarýn yeniden buluþmak üzere