Ulusaldan Uluslararasıya Aktiviteler
Üniversite gençliği konusunda büyük bir potansiyele sahip olan ülkemiz, bu potansiyeli ne kadar değerlendirebiliyor? Acaba üniversite gençliği kendine verilen imkânları ne ölçüde değerlendiriyor? Genç arkadaşların bölümleri ne olursa olsun, kendilerini ilgili bölüme dayalı veya farklı türden yapılandırılmış sosyal faaliyetlere katılması zaruri bir durum. Bakkaldan şekeri, unu, yumurtayı almak yetmiyor; helva yapmamız için, işin pratik kısmı da önemli.
Okullar bünyesinde yer alan aktivite kulüpleri, organizasyonlar ve teşkilatlar, amaç olarak öğrencinin kabiliyetlerini geliştirmenin yanı sıra, yararlı işler yapması dahilinde CV’sine doldurabileceği tecrübelerini de esas tutar. Nedense bizim çoğu arkadaşımız ilkokuldan süregelen bir “toplum” korkusunu taşıyor. Bu sebeple hiçbir sosyal grup içine girmeye cesaret edemiyor. Ancak üniversitenin amacı insanı “sosyalleştirmektir.” Sosyal, kök bakımından topluluk, cemiyet, akışkan haldeki hayat anlamlarını taşır. Eğer biz yüksek öğrenimde bu engeli aşamıyorsak, içinde bulunduğumuz eğitim kurumunun bizim için bir manası yok demektir.
Ülkemiz dışındaki yerlere kısaca göz atmamız biraz fikir sahibi olmamızı sağlayacak. Komşu ülkeler başta olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin başını çektiği “uluslararası organizasyon”lara şahit oluyoruz. Öğrenciler, bırakın okuldaki aktiviteleri; dünyaya kendilerini adamışlar. Bakü’ye AEGEE adlı Avrupa gençler birliğinden bir grup öğrenci gelmişti. İçlerinden Hollanda’da felsefe okuyan Olaf Koens’le tanıştım. Olaf’ın söylemleri beni düşündürmüştü. Çünkü Türk gençliğinin çok az kısmının dünya genelinde faaliyetlerde bulunduğuna inanıyor ve söylemleriyle ispatlamaya çalışıyordu. Kendi bilgisiyle bir nevi ispatlamıştı da: 22 yaşındaki bu genç, öğrenci organizasyonunda Kafkasya, Türkiye, Rusya ve Kuzey Avrupa’yı gezmiş. Fransızca, Almanca, Rusça ve İngilizce biliyor. Tarkan’ı da çok sevdiğini söylüyordu.
Arkadaşlarımızın öncelikle kendi okullarında bir organizasyona dahil olması ve hem kendi hem de insanlığın yararına hedefleri benimsemesi şart. Bunun için beklemeyin, hemen başlayın. Yanınızda sizi destekleyen bir millet var. Bu konularda daima iftihar ettiğim dostlarım var: Meltem İlkan, Kıbrıs’ta İngiliz Dili öğrencisi. Kendi bölümü ile ilgili çalışmaların yanı sıra farklı yazın çalışmalarını da sürdürüyor. Uluslararası TIG platformunda Türkçenin yayılması, Türkçenin kendine ait bir statüsünün oluşması için ekipçe çalıştılar. Bu bizim dışımızda bir millet misyonudur. Sizin fark etmediğiniz küçük bir hareket, pek çok güzelliklere yol açabilir.
Güney Kore’deki Havva Gün ve Iğdırlı Şinasi kardeşim de bu aksiyon gençlerinden… Kore genelinde çalışmalarda bulunmaktalar ve bir nevi Türkiye-Güney Kore dostluğunun geliştirilmesinde önemli rol oynuyorlar. Bu arkadaşlar bürokrat veya işadamı değil. Biri İngilizce öğretmenliği, diğeri siyasi bilimler okuyan Türk gençleri.
Geçenlerde Samanyolu Haber TV’de H. Salih Zengin abimizin Malezya’daki izlenimlerini paylaştığı programında da yeni bir sahneye şahit olduk. Malezya İslam Üniversitesi’nde okuyan Türk öğrencilerin orada bulunması ve temsiliyeti hakkıyla yerine getirmeleri bizleri daha da ümitlendirdi ve heyecana getirdi. Bu gençlerin daha da yayılması bizler için gurur kaynağıdır. Doğusundan batısına ülkemin gençlerini, dünyanın doğusu ve batısında koşuştururken görmek ümidiyle…
Mehmet Fatih Öztarsu, Bakü Qafqaz Üniversitesi