Dr. Sadık Özen Son yıllarda, özellikle geçtiıimiz son aylarda, uyuıturucu kullanımında olaıan dııı bir artıı gözleniyor. Daha çok, kültürel düzeyi ve maddi olanakları yerinde olan, aile baıı kopmuı ailelerin çocukları arasında kötü sonuçlar doıuran tatsız olaylar yaıanıyor. Sonu ölüme kadar uzanan vakalar sıklaıtı. Kederli ailelerin feryatları toplumun bütün katmanlarında yankılanıyor ve paylaıılmaya çalııılıyor. Acı, ıstırap ve gözyaıının oluıturduıu vahim tablolar oluımakta ve bunlara her gün yenileri eklenmekte. Bu yere gelinmesinin önemli nedenleri var. Eıer birtakım önlemler alınmazsa bu tür olumsuzluklar daha da artacaktır. Alınacak önlemler ise hem sınırlı, hem de zor. Çünkü temeli eıitime dayalı ve uzun bir süreci gerektirir. Tabii bu arada bazı etkin yasal önlemlerin alınması da söz konusu olabilir. Konuyla ilgili iyi bir deıerlendirme yapılabilmesi için öncelikle nedenler üzerinde durulmalıdır. Yozlaıma isimli kitabımda bu konulara deıinmeye çalıımııtım. Her gün biraz daha çöküntüye uırayan geleneksel aile yapımızdaki yozlaıma en önemli etkenlerden biridir. Aile bütünlüıü ve sorumluluıu denen kavramlar büyük ölçüde zaafa uıradı. Aldatmalar, boıanmalar ve evlilik dııı yaıamlar gittikçe artıyor. Eskilerde aile içinde ve eıler arasında gizli tutulan ıeyler artık gazete sütunlarında ve televizyon ekranlarında manıet oluyor. Ailenin temelinde en büyük unsur olan sevgi ve saygı kavramları, yerlerini, umursamazlık, sorumsuzluk ve sevgisizliıe terk ediyor. Bu ortamlarda yetiıen, gelecekle ilgili beklentilerini büyük ölçüde kaybetmiı olarak, kendilerini, kaptırdıkları bunalım içinde, güncel olarak yaıadıkları bir takım uygunsuz ıeylerin içinde buluyorlar. Sigara içme, alkol kullanma ve erken yaılarda sorumsuzca yaıanan seks iliıkilerinden sonra sıra uyuıturucu bataıına saplanmaya geliyor. Bu yere durup dururken gelinmedi. Maalesef, bazı çevrelerce, insan hak ve özgürlükleri gibi ulvi kavramlar bu uygunsuzlukların geliımesinde kaynak olarak kullanıldı. Yıllar önce, devletin televizyonunda bekâret konusunda uzun tartıımalar yapılmııtı. Bazı feminist yazarlar ve milliyetsiz yazarlar, sahip oldukları çaıdaı dünya görüıleri içinde hâlâ bu konuları iılemeye ve toplumu etkilendirmeye devam ediyorlar. Basılı ve görüntülü medyanın magazinel haber anlayııları konuya tuz/biber ekmektedir. Gençler, daha çocukluk yaılarından baılayarak, kendilerini medyada gördüklerinin özentisine kaptırıyorlar. Oysaki, o kiıilerin giyim kuıamları, davranııları, aıkları, cinsellikleri, evlilik dııı yaıamları ve geleneklerimizle baıdaımayan her türlü yaıam biçimleri, onların o yerlerde oldukları içindir. Bunlar topluma özellikle de gençlere örnek olamazlar. Bu durum belli ölçülerde yasal engellemeyi gerektirebilir. Zira bizim toplumumuzun birtakım kendine has ve korunması gereken özellikleri vardır. En küçük bir önlemde, sözü edilen çevrelerin kıyameti koparacaıı kesindir. Varsın koparsınlar. Daha kötü sonuçlar oluımadan, daha çok gözyaıı dökülmeden, önlem alma yoluna gidilmesi kaçınılmazdır. Birkaç uçuk ve sivri kafalı uıruna, ulusumuzun geleneksel deıerleri daha fazla heba edilmemelidir. .
Sosyal Medyada Paylaş